Tom sörf yapmaya düşkündür.
- Tom is keen on surfing.
Bu civarda nerede sörfe gidebilirim?
- Where can I go surfing around here?
Hangisinde daha iyisin, yarım sörf tahtasıyla sörf yapmada mı yoksa sörf yapmada mı?
- Which are you better at, boogie-boarding or surfing?
Tom sörf yapmaya düşkündür.
- Tom is keen on surfing.
O, internette sörf yaparak çok fazla zaman harcar.
- She spends way too much time surfing the web.
Yüzerek ve sörf yaparak eğlendin mi?
- Did you have a good time swimming and surfing?
Tom sörf yapmaya düşkündür.
- Tom is keen on surfing.
Sörf yapmaya bayılıyor.
- He is really crazy about surfing.