Onu son gördüğümde, o mavi bir gömlek ve beyaz pantolon giyiyordu.
- When I last saw him, he was wearing a blue shirt and white slacks.
Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.
- I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks.
O, işte tembellik ettiği için işten kovuldu.
- He got the sack for slacking off at work.
Tom asla tembellik etmez.
- Tom never slacks off.
a slack hand.
Business is slack.
The slack of a rope or of a sail.
a slack rope.
slack in duty or service.
slack dried hops.