In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
I want a jacket shaped like yours.
- Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
I know that you're a teacher.
- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
Hello, are you Mr Ogawa?
- Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
Ordering from catalogs saves you time and money without requiring you to leave the house.
- Kataloglardan sipariş verme evden ayrılmanızı gerektirmeden size zaman para kazandırır.
Tom wouldn't leave without your permission.
- Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.
How many times have I told you guys to stay out of my room?
- Siz arkadaşlara odamın dışında kalmanızı kaç kez söyledim.
We're going to get you out of there.
- Sizi oradan çıkaracağız.
None of your business.
- Bu sizi ilgilendirmez.
It's none of your business.
- Bu sizi ilgilendirmez.
Our children are at school; where are yours?
- Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede?
I think these are yours.
- Sanırım bunlar sizinkiler.