sizin

listen to the pronunciation of sizin
Türkçe - İngilizce
your

I bumped into your dad yesterday. - Ben dün sizin babanıza rastladım.

Was Ms. Kato your teacher last year? - Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?

yours

Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize. - Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.

I want a jacket shaped like yours. - Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.

your; yours
thy
siz
you

I don't see your point. - Siz insanları anlamıyorum.

I do not understand you. - Siz insanları anlamıyorum.

sizin sıranız
(Bilgisayar) your turn
sizin yüzünüzden
because of you
sizin hesabınız
(Latin) vostro
sizin sıranız
(Bilgisayar) it's your turn
sizin tasarrufunuzda
(Kanun) at your disposal
sizin çıkarınızadır
it's in your interest
sizin için ne yapabilirim
what can i do for you
sizin tarafınızdan
by you
sizin de
same to you
sizin elinizde
in your discretion
sizin en çok sevilen film yıldızlarınız kimler
Who are your favorite movie stars
sizin hatanız olduğunu düşünüyorum
I think it was your fault
sizin için de uygunsa
if it is appropriate for you
sizin için de uygunsa
if it suits your interest
sizin için de uygunsa
if it suits you
sizin için de uygunsa
if it is convenient for you
sizin için de uygunsa
if you don't mind
sizin için sipariş edebiliriz
We can order it for you
sizin için uygunsa
if it suits you
sizin için uygunsa
if it is convenient for you
sizin için uygunsa
if it suits your interest
sizin için uygunsa
if it is appropriate for you
sizin için uygunsa
if you don't mind
siz
without

People will question all the good things they hear about you but believe all the bad without a second thought. - İnsanlar sizin hakkınızda duydukları bütün iyi şeyleri sorgulayacak fakat bütün kötü şeylere tereddüt etmeden inanacaklardır.

Tom wouldn't leave without your permission. - Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.

siz
out of

I think we're out of your size. - Sanırım sizin bedeniniz bitti.

Your opinion seems to be out of date. - Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor

siz
{i} ye
siz
bereft
siz
non

None of the money is yours. - Paranın hiçbiri sizin değil.

It's none of your business. - Bu sizi ilgilendirmez.

siz
thee
siz
{f} leak
Pardon, bu sizin ranzaniz değil
Excuse me this is not your berth
bu sizin bedeniniz değil
This is not your size
bu sizin için
This is for you
bunu sizin bedeninize göre ayarlayabiliriz
We can adjust it to your size
evvel Allah, sonra sizin sayenizde
By God's grace, then by your help!
ferman sizin
The decision is yours
pardon bu sizin koltuğunuz değil
excuse me
pardon bu sizin kompartımanınız değil
Excuse me this is not your compartment
siz
innocent of
siz
in
siz
sine
siz
void of
siz
sans
siz
lacking
siz
wanting
siz
devoid of
siz
un
siz
ex
siz
with no
siz
guiltless
Türkçe - Türkçe
sizin