She has two cats. One is white and one is black.
- Onun iki kedisi var biri beyaz biri siyah.
She was dressed all in black.
- O tümüyle siyah giyindi.
He has a habit of looking down on coloured people.
- Onun siyahi insanlara tepeden bakma alışkanlığı vardı.
Tom said nothing about Mary's black eye.
- Tom Mary'nin siyah göz hakkında hiçbir şey söylemedi.
Black eyeglasses cover the eyes of my blind colleague.
- Siyah gözlükler kör meslektaşımın gözlerini örter.