sitz!

listen to the pronunciation of sitz!
Almanca - Türkçe
koltuk vermek
yerine oturtmak
koltun
[der] oturma, oturuş; oturacak yer; konut, mesken, ikametgâh; merkez; (giysi) vücuda oturma
e {zits} r oturuş; makam; oturacak yer
İngilizce - Türkçe

sitz! teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fit
{f} uymak

Tom uymak için elinden geleni yapıyor. - Tom is doing his best to fit in.

fit
{s} zinde
fit
{i} uygun olma

Tom'un uygun olma sorunu var. - Tom has trouble fitting in.

Gerçek onun iş için uygun olmadığıdır. - The truth is that he was not fit for the job.

fit
{i} oturma

Oturma odasına uymadığı için masayı hediye olarak verdim. - I gave away the table because it does not fit in the living room.

Bu mobilya parçası oturma odası için uygun değil. - That piece of furniture is not fitting for the living room.

fit
formda olan
fit
uygun gelme
fit
-e yerleştirmek
fit
olmak

Sadece bu ayakkabıların uyduğundan emin olmak istiyorum. - I just want to make sure these shoes fit.

Tom bir iş adamı olmak için uygundur. - Tom is fitted to become a businessman.

fit
-e takmak
fit
uygun olmak
fit
uygunluk

Sen yaşına bakılmaksızın bir fiziksel uygunluk testi için başvuruda bulunabilirsin. - You can apply for a physical fitness test regardless of your age.

fit
sağlıklı

Tom nispeten formda ve sağlıklı görünüyor. - Tom is relatively fit and healthy.

Yoga stresle mücadeleye ve formda ve sağlıklı kalmaya yardımcı olabilir. - Yoga can help you fight stress and stay fit and healthy.

fit
hazırlamak
fit
(Tıp) Sara
fit
patlayacak halde
fit
sıhhatli
fit
{f} yakışmak
fit
hazır
fit
{s} (bedenen) formda olan, spor yapmaya hazır
fit
(Tıp) Nöbet, kriz
Almanca - İngilizce
sit!
receiver
fit
seat
receptable
sit

Everybody wants to sit beside her. - Alle wollen neben ihr sitzen.

We were so excited that we couldn't sit still. - Wir waren so aufgeregt, dass wir nicht still sitzen konnten.