Akşam yemeğine oturmak üzereyiz.
- We are about to sit down to dinner.
Tüm yapmanız gereken, burada oturmak ve doktorun sorularını cevaplamak.
- All you have to do is sit down here and answer the doctor's questions.
Tom Mary'nin bir süre oturmasını rica etti.
- Tom asked Mary to sit down for a while.
Tüm yapmanız gereken, burada oturmak ve doktorun sorularını cevaplamak.
- All you have to do is sit down here and answer the doctor's questions.
Oturmak istiyor musunuz?
- Do you want to sit down?
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
- An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
For bones in Africa.
Sit down! We have work to do.