Mary Tom'un ablasıdır.
- Mary is Tom's older sister.
Ablam her gün koşuya gider.
- My older sister goes jogging every day.
Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- Yesterday my sister went to Kobe.
O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.
- He deprived my little sister of all her toys.
Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- Yesterday my sister went to Kobe.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
- Sister, don't let this patient out of your sight.
Kız kardeşim hemşiredir.
- My sister is a nurse.
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- My sister is suffering from a bad cold now.
O, kızkardeşi Mary'yi aradı.
- He called his sister, Mary.
O benim için bir kızkardeş gibi.
- She is like a sister to me.
Mary ve ben kızkardeş gibiyiz.
- Mary and I are like sisters.
Baldızım beni yeni evlerinde öğle yemeğine davet etti.
- My sister-in-law invited me to lunch in their new house.
Fadıl'ın baldızı ile bir ilişkisi vardı.
- Fadil had an affair with his sister-in-law.
O bir rahibe oldu, o Rahibe Teresa adını aldı.
- When she became a nun, she took the name Sister Teresa.
Tom'un kızkardeşi bir rahibe.
- Tom's sister is a nun.
At the convent, Sister Grace supervises the kitchen.
Please welcome Sister Smith as she moves from her former congregation to her new congregation.
Native American leader Chief Seattle urged ecological responsibility, referring to Brother Eagle and Sister Sky in his purported 1854 speech.
My little sister is an annoying pest.
Sisters Are Doin’ It for Themselves.
I’m trying to correct my sagging floor by sistering the joists.