sisli

listen to the pronunciation of sisli
Türkçe - İngilizce
{s} foggy

It was so foggy I couldn't tell who it was. - O kadar sisliydi ki onun kim olduğunu söyleyemedim.

Tom hates driving when it's foggy. - Hava sisli olduğunda Tom araba sürmekten nefret eder.

misty
hazy
(Meteoroloji) nebulosus
rooky
fuming
mist
gauzy
foggy; misty; hazy
thick
foggy, misty, hazy
smoggy
{i} misting
foggier
fogged
dirty
sis
mist

In order to learn from mistakes, we construct a no blame system. - Hatalardan öğrenmek için bir suçlama yok sistemini kurmalıyız.

The mist was so dense that I could not see even an inch ahead. - Sis o kadar yoğundu ki bir inç önümü bile göremiyordum.

sisli gün
foggy day
sisli olma
fogginess
sisli bir şekilde
foggily
sisli olma
mistiness
sisli suverme
fog quenching
sis
{i} fog

London is famous for its fog. - Londra sisi ile ünlüdür.

I can't see the road signs in this fog. - Bu siste yol işaretlerini göremiyorum.

sis
{i} haze
sis
vapour
sis
smog

The air was infected with photochemical smog. - Hava fotokimyasal sis ile enfekte edildi.

The accident was due to the smog. - Kaza kirli sis nedeniyle oldu.

sis
fume
sis
haziness
sis
fog of
sis
mistiness
sis
fog, mist, haze
sis
bulging
İngilizce - İngilizce

sisli teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

sis
Shortened form of sister
sis
{i} sister, female sibling (Informal)
sis
Six
sis
Student Information System
sis
Shuttle Imaging Spectrometer
sis
a female person who has the same parents as another person; "my sister married a musician"
sis
Secret Intelligence Service, British Foreign Intelligence Service
sis
Single conductor with synthetic thermosetting insulation of a heat resistant, moisture resistant, flame retarding grade Also made with chemically cross-linked polyethylene insulation Used for switchboard wiring only, 90°C
sis
Standard Interface Specification
sis
Superannuation Industry (Supervision) Act 1993 This is now the governing legislation for superannuation funds, approved deposit funds (ADFs) and pooled superannuation trusts The trustees of these entities must comply with SIS in order for the funds to be concessionally taxed
sis
Sister. a name used when speaking to your sister (sister)
sis
Systems Integration Services - in the Bureau of Information Technology Services (BITS), Administrative Services Division - Responsible for coordination between customers and BITS sections and project management
sis
Student Information System See Banner
sis
A colloquial abbreviation of Sister
sis
Senior Intelligence Service of the CIA, which assigns the executive ranks equivalent to a general in the military So an SIS-1 is equal to a one-star general
sis
Superannuation Industry (Supervision) Act, 1994 This is the act which regulates superannuation funds It prescribes prudential standards for trustees and establishes regulations for complying funds
sis
Solid State Imaging Spectrometer A type of detector on ASCA There are two SISs called SIS0 and SIS1
Türkçe - Türkçe
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık: "Haliç, aşağılarda, sisli bir bahar sabahının altında, erimiş gümüşlerin ırmağına benziyordu."- T. Buğra
Üzerine sis inmiş olan, sislenmiş, bulanık
sis
Kalın su buğusu
sis
Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su veya buhar tanelerinden oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman: "Kalkuta'yı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor."- R. H. Karay
sis
Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su veya buhar tanelerinden oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman
sis
Tevfik Fikret 'in, istanbul'a lanetler yağdırdığı ünlü şiiri
İngilizce - Türkçe

sisli teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

sis
kız kardeş

O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti. - He deprived my little sister of all her toys.

Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti. - Yesterday my sister went to Kobe.

sis
abla

Mary Tom'un ablasıdır. - Mary is Tom's older sister.

Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder. - I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal.

sis
{i} kızkardeş

Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor. - My sister is suffering from a bad cold now.

Sen ve kızkardeşin yakın mısınız? - Are you and your sister close?

sis
i., k.dili. kızkardeş
sisli