Tom looks like a nervous wreck.
- Tom çok sinirli gibi görünüyor.
Bill is nervous about the exam.
- Bill sınav hakkında sinirli.
Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.
- Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.
I hope that you are not angry.
- Sinirli olmadığını umut ediyorum.
Forgive me! I'm tired and irritable.
- Beni affet! Ben yorgunum ve sinirliyim.
Tom is really peeved.
- Tom gerçekten sinirli.
Tom seemed quite upset.
- Tom oldukça sinirli görünüyordu.
Tom didn't seem too upset.
- Tom çok sinirli görünmüyordu.
Tom is mad at me and I can't say I blame him.
- Tom bana sinirli ama onu suçladığımı söyleyemem.
It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
- Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
Tom's pissed off because he's not the one and only.
- Tom tek olmadığından dolayı sinirli.
Tom's way of speaking gets on my nerves.
- Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.
The sciatic nerve is the longest nerve in the human body.
- Siyatik sinir insan vücudundaki en uzun sinirdir.
His face turned red with anger.
- Yüzü sinirden kızardı.
He was red with anger.
- Sinirden kıpkırmızı olmuştu.
Tom nervously opened the door.
- Tom sinirli olarak kapıyı açtı.
Tom looked around nervously.
- Tom sinirli olarak etrafına baktı.
Tom loses his temper easily.
- Tom kolaylıkla sinirleniyor.
It doesn't pay to lose your temper.
- Sinirlenmeniz işe yaramaz.
Nervous people will scratch their heads.
- Sinirli insanlar başlarını kaşırlar.
A nervous person will not be fit for this job.
- Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
That's really annoying.
- O gerçekten sinir bozucu.
So annoying... Now I get a headache whenever I use the computer!
- Çok sinir bozucu... Ne zaman bilgisayarı kullansam başıma ağrılar giriyor.
Tom is irritating because he always has to have his own way.
- Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.
Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.