Looking at his face, you could tell that he was annoyed.
- Onun yüzüne bakarak onun sinirlenmiş olduğunu söyleyebilirsin.
Tom was visibly annoyed.
- Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
The sciatic nerve is the longest nerve in the human body.
- Siyatik sinir insan vücudundaki en uzun sinirdir.
Tom's way of speaking gets on my nerves.
- Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.
They anger us with their behavior.
- Onlar bizi davranışlarıyla sinirlendiriyor.
He was red with anger.
- Sinirden kıpkırmızı olmuştu.
He lost his temper and hit the boy.
- Sinirlendi ve çocuğa vurdu.
She is apt to lose her temper.
- Sinirlenmeye eğilimlidir.
Nervous people will scratch their heads.
- Sinirli insanlar başlarını kaşırlar.
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
It's really very annoying.
- Bu gerçekten çok sinir bozucu.
Why are you annoying your sister?
- Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?
Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.
Tom is irritating because he always has to have his own way.
- Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.