Tom was visibly annoyed.
- Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
Tom was extremely annoyed.
- Tom son derece sinirlenmişti.
Tom's way of speaking got on my nerves.
- Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokundu.
The sciatic nerve is the longest nerve in the human body.
- Siyatik sinir insan vücudundaki en uzun sinirdir.
I'm boiling with anger.
- Sinirden köpürüyorum.
She angers us with her remarks.
- O, yorumlarıyla bizi sinirlendiriyor.
He sometimes loses his temper for nothing.
- Bazen sebepsiz yere sinirleniyor.
Tom loses his temper easily.
- Tom kolaylıkla sinirleniyor.
I became very nervous when I couldn't locate my passport.
- Pasaportumu bulamadığımda çok sinirlendim.
Central nervous system consists of brain, cerebellum, medulla oblongata and spinal cord.
- Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten oluşur.
That's really annoying.
- O gerçekten sinir bozucu.
So annoying... Now I get a headache whenever I use the computer!
- Çok sinir bozucu... Ne zaman bilgisayarı kullansam başıma ağrılar giriyor.
Tom is irritating because he always has to have his own way.
- Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.
Tom is irritating because he always has to have the last word in any argument.
- Tom bir tartışmada her zaman son söze sahip olduğu için sinir bozucudur.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.