I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
- Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
Tom's way of speaking gets on my nerves.
- Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.
They anger us with their behavior.
- Onlar bizi davranışlarıyla sinirlendiriyor.
She angers us with her remarks.
- O, yorumlarıyla bizi sinirlendiriyor.
Tom loses his temper easily.
- Tom kolaylıkla sinirleniyor.
It doesn't pay to lose your temper.
- Sinirlenmeniz işe yaramaz.
Nervous people will scratch their heads.
- Sinirli insanlar başlarını kaşırlar.
I became very nervous when I couldn't locate my passport.
- Pasaportumu bulamadığımda çok sinirlendim.
This noise is annoying.
- Bu gürültü sinir bozucu.
Why are you annoying your sister?
- Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?
Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.
Tom is irritating because he always has to have his own way.
- Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.