John tends to get angry when he doesn't have his own way.
- John kendi tarzıyla yapmazsa, sinirlenme eğilimindedir.
You must be careful not to get angry.
- Sinirlenmemek için dikkatli olmalısın.
Recently I get annoyed at the slightest thing he says.
- Son zamanlarda söylediği en ufak şeye bile sinirlenir oldum.
Tom was visibly annoyed.
- Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
The sciatic nerve is the longest nerve in the human body.
- Siyatik sinir insan vücudundaki en uzun sinirdir.
There are twelve pairs of cranial nerves.
- On iki çift kranial sinir vardır.
His face turned red with anger.
- Yüzü sinirden kızardı.
She angers us with her remarks.
- O, yorumlarıyla bizi sinirlendiriyor.
He sometimes loses his temper for nothing.
- Bazen sebepsiz yere sinirleniyor.
Tom loses his temper easily.
- Tom kolaylıkla sinirleniyor.
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
Nervous people will scratch their heads.
- Sinirli insanlar başlarını kaşırlar.
Why are you annoying your sister?
- Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?
That's really annoying.
- O gerçekten sinir bozucu.
Tom is irritating because he always has to have his own way.
- Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.
Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake.
- Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.
You never know when he's going to throw another tantrum.
- Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Google uses a neural network to translate sentences.
- Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.