sinir bozucu

listen to the pronunciation of sinir bozucu
Türkçe - İngilizce
frustrating

Tom finds it really frustrating. - Tom onu gerçekten sinir bozucu buluyor.

It's very frustrating to try to find your glasses when you can't see anything without glasses. - İnsan gözlüksüz bir şey göremediğinden, gözlüğü yokken gözlük araması çok sinir bozucu bir şey.

annoying

It's really very annoying. - Bu gerçekten çok sinir bozucu.

This noise is annoying. - Bu gürültü sinir bozucu.

nerve-racking
unnerving

Mary's unnerving to be around, because she's so finicky about everything. - Her şeyde kılı kırk yaran biri olduğu için, Meryem'in etrafta olması sinir bozucu.

The increase in incidents of terrorism is really unnerving. - Terör olaylarındaki artış gerçekten de sinir bozucu.

observing
irritating

Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake. - Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.

Tom is irritating because he always has to have the last word in any argument. - Tom bir tartışmada her zaman son söze sahip olduğu için sinir bozucudur.

itching
nerve-wracking

It was a nerve-wracking experience. - Bu sinir bozucu deneyimdi.

pesky
infuriating

Isn't it infuriating? - Bu sinir bozucu değil mi?

nerve racking
infernal
nerve wracking
sinir bozucu bir biçimde
frustratingly
sinir bozucu bir halde
aggravatingly
sinir bozucu bir şekilde
anticlimactically
sinir bozucu bir şekilde
irritatingly
sinir bozucu tip
stinker
sinir bozucu tip
blighter
sinir bozucu önemsiz şey
pinprick
sinir bozucu