Böyle bir yerde asla böylesine güzel bir otel ummuyordum.
- I never expected such a nice hotel in a place like this.
Bu, çocuk yetiştirmek için böylesine harika bir yer olurdu.
- This would be such a great place to raise kids.
Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
- Hearing this song after so long really brings back the old times.
Her gün bu kadar sıcak mı?
- Is it this hot every day?
İşte ben İngilizce'yi böyle öğrendim.
- This is how I learned English.
Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.
- In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.