Talihsizlikler nadiren birer birer gelirler.
- Misfortunes seldom come singly.
Talihsizlik asla tek başına gelmez.
- Misfortune never comes singly.
Talihsizliklerin asla tek başına gelmediklerini unutmuyorum.
- I bear in mind that misfortunes never come singly.
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
- Some young Japanese people prefer being single to being married.
Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim.
- I doubt if Tom is single.
Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
- Get both a phone and internet access in a single package!
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Tom ve Mary her ikisi de hâlâ bekar.
- Tom and Mary are both still single.
Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
- I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
- There isn't a single cloud in the sky.
Bu yüzden hala yalnızsın.
- That's why you're still single.
Tom bütün hayatı boyunca yalnız kaldı.
- Tom remained single his whole life.
Ben bu 100 dolarlık banknotu, dört tane 20 dolarlık banknot ve yirmi tane tekliğe bozmak istiyorum.
- I'd like to break this 100 dollar bill into four 20 dollar bills and twenty singles.
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
- There isn't a single cloud in the sky.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Tek kişilik oda istiyor musunuz?
- Do you want a single room?
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- I'd like to reserve a single room.
Duşlu tek kişilik bir oda istiyorum, lütfen.
- I'd like a single with a shower, please.
Tek kişilik bir oda ister misin?
- Would you like a single room?
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Bir tek ayrıntıyı unutmayın.
- Don't leave out a single detail.
to attack another singly.
to make men singly and personally good.
the anti-aircraft rocket is fired from a single use launch platform.
Evonne always wondered why Ernest had singled her out of the group of giggling girls she hung around with.
Pedro singled in the bottom of the eighth inning, which, if converted to a run, would put the team back into contention.
Therefore, when thyne eye is single: then is all thy boddy full off light. Butt if thyne eye be evyll: then shall all thy body be full of darknes?.
Josh put down that he was a single male on the dating website.