Tom üzerinde oturma odası eşyası işaretli bir karton kutuyu açtı.
- Tom opened a cardboard box marked living room stuff.
Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
- The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık.
- We have explained that HTML is, as a basic rule, elements marked up with open and close tags.
Sığırlar damgalarla işaretlenirler.
- The cattle are marked with brands.
Muhalefet daha belirgin oluyor.
- Opposition is becoming more marked.
Onlar arasında belirgin bir fark var.
- There is a marked difference between them.
A marked man.