Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.
- It is a pity that the singer died so young.
Şarkıcı genç insanlar arasında popülerdir.
- The singer is popular among young people.
O bir şair olarak değil, bir şarkıcı olarak ünlüdür.
- She's famous as a singer but not as a poet.
O güzel kuş her gün ötmekten başka bir şey yapmadı.
- That pretty bird did nothing but sing day after day.
Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
- Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
Onun piiyanosu eşliğinde şarkı söylemek istiyorum.
- I want to sing to his piano accompaniment.
Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
- Suddenly, my mother started singing.
Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
- We all felt embarrassed to sing a song in public.
Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
- Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
Japonya'daki en ünlü şarkıcılardan biridir.
- He is one of the most famous singers in Japan.
Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
- We all felt embarrassed to sing a song in public.
Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
- The girls came singing toward the crowd.
Tom en iyi şarkıcılarımızdan biridir.
- Tom is one of our best singers.
En iyi jazz şarkıcıları arasındadır.
- He is among the best jazz singers.
I really want to sing in the school choir. said Vera.
Your singing puts professional singers to shame.
- Your singing puts many a professional singer to shame.
Your singing puts many a professional singer to shame.
- Your singing puts professional singers to shame.
... an aspiring singer or actor? ...
... are an amazing singer. ...