Yumi'nin hobisi popüler şarkılar söylemek.
- Yumi's hobby is singing popular songs.
Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
- Linda stood up to sing.
O güzel kuş her gün ötmekten başka bir şey yapmadı.
- That pretty bird did nothing but sing day after day.
Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
- We all felt embarrassed to sing a song in public.
Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
- We enjoyed singing songs together.
Onlar şarkı söyleyebilirler.
- They're able to sing.
Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
- We all felt embarrassed to sing a song in public.
Çocuk piyano ve şan dersleri aldı.
- The child received piano and singing lessons.
Tom bir şan öğretmeni.
- Tom is a singing teacher.
Mireille Mathieu, Fransa'nın en iyi şarkıcılarından biridir.
- Mireille Mathieu is one of France's best singers.
Favori şarkıcım Kylie Minogue'dur.
- My favorite singer is Kylie Minogue.
Computer programmers are singing the blues because business is bad and no one is hiring.
Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
- Suddenly, my mother started singing.
Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
- We enjoyed singing songs together.
Şarkı söyleyerek çocukları eğlendirdi.
- He amused the children by singing.
Partide şarkılar söyleyerek eğlendik.
- We enjoyed singing songs at the party.
Kuşlar ağaçların arasında ötüşüyorlardı.
- Birds were singing among the trees.
Kapa çeneni. Ben tatildeyim. Tüm duymak istediğim kuş ötüşüdür.
- Shut up. I'm on my holiday. All I want to hear is the bird's singing.
Müzik dinlemeyi mi yoksa şarkılar söylemeyi mi seversiniz?
- Do you like listening to music or singing songs?
Ken o şarkıyı söylemeye devam etti.
- Ken kept on singing that song.
Yürürken şarkı söyledik.
- We sang as we walked.
Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
- We sang, danced and chatted after dinner.
Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
- I heard the boys singing.
Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
- I carried on singing.
Hiç Fransızca şarkı söyledin mi?
- Have you ever sung in French?
Herkesin önünde hiç şarkı söyledin mi?
- Have you ever sung in public?
O bir şair olarak değil, bir şarkıcı olarak ünlüdür.
- She's famous as a singer but not as a poet.
Çok fazla fasulye yedim ve şimdi popom ötmeyi durduramıyor.
- I ate too many beans and now my backside cannot stop singing.
I really want to sing in the school choir. said Vera.
Your singing puts many a professional singer to shame.
- Your singing puts professional singers to shame.
Your singing puts professional singers to shame.
- Your singing puts many a professional singer to shame.
She was singing along with the car radio.
Still, he mostly sang from the same hymnbook as the Bush Administration, saying fundamental fiscal trends are favorable.
My lad,” said Captain Cuttle, “don’t you sing out afore you’re hurt.
This was the first time I had taken a weather earing, and I felt not a little proud to sit astride of the weather yard-arm, pass the earing, and sing out, “Haul out to leeward!”.
A couple of women lawyers . . . drew a sharp, gleaming knife and applied it mentally to a target just south of the groom's waistline. If he doesn't like it, let the bastard go sing soprano to the A.C.L.U. Such was the ladies' thought.
Hello, Mrs. Peck, Mama called out, in her sing-songy way, like she always did.
Sing up, boys, I can't hear you!.
... anybody show up and play the guitar and sing and ...
... or sing. Because, you know, a lot of times, my best cowriters are just really great at ...