Ben içtenlikle özür diliyorum.
- I sincerely apologize.
Hatamız için içtenlikle özür dileriz.
- We sincerely apologize for our error.
Ona ulaşmayacağını içtenlikle umut ediyorum.
- I sincerely hope it won't come to that.
İçtenlikle umuyorum ki yakında hastalığından iyileşeceksin.
- I sincerely hope that you will soon recover from your illness.
Tom, Mary'nin samimi olmadığını hissetti.
- Tom felt Mary wasn't being sincere.
Herhangi bir duygu, eğer samimi ise, istem dışıdır.
- Any emotion, if it is sincere, is involuntary.
İçtenlikle umuyorum ki yakında hastalığından iyileşeceksin.
- I sincerely hope that you will soon recover from your illness.
İlk başta, o çok içten görünüyordu.
- At first, he sounded very sincere.
Dürüst bir kız arkadaşa ihtiyacım var.
- I need a sincere girlfriend.
Tom'un oldukça dürüst olduğundan eminim.
- I'm sure Tom is quite sincere.
Sana yürekten bir özür borçluyum.
- I owe you a sincere apology.
İçtenlikle, gerçekten ona inanıyorum.
- I sincerely, truly believe that.
Tom gerçekten samimi görünüyordu.
- Tom seemed really sincere.
O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.
- He is usually straightforward and sincere and thereby gains the confidence of those who meet him.
I sincerely hope they make it home safely.
Fred.
... makes them beautiful because that's sincerely who they are. Or you look out into the crowd ...
... So when we say thank you, we really sincerely mean it. ...