Senin lisansın hala askıda, değil mi?
- Your license is still suspended, isn't it?
Benim lisansım hâlâ askıda.
- My license is still suspended.
Tom lisansını askıya aldırdı.
- Tom has had his licence suspended.
Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.
- I saw my Twitter account suspended after a while.
Kazaya neden olan sürücü, askıya alınmış bir ehliyetle araba kullanıyordu.
- The driver who caused the accident was driving with a suspended license.
Tom askıya alınmış olmalıydı.
- Tom should've been suspended.
Tom'a altı ay ertelenmiş hapis cezası verildi.
- Tom was given a six-month suspended sentence.
Dünya sadece uzayda asılı duran bir küredir.
- The earth is just a sphere suspended in space.
Dairemde asma tavan var.
- My apartment has a suspended ceiling.