Büyük bir deprem tarafından korkutuldu.
- She was scared by the big earthquake.
Hayvanlar gök gürültüsü tarafından korkutuldular.
- The animals were scared by the thunder.
Tom'un yüzünde korkmuş bir görünüm vardı.
- Tom had a scared look on his face.
O kadar korkmuştu ki konuşamadı.
- She was so scared that she couldn't speak.