Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
- In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.
- She prepared the meal in a very short time.
Hazırlanmış olmak zorunda olacağım.
- We'll have to be prepared.
Her önceden iyi hazırlanmış.
- Everything was prepared well in advance.
Benim yemekler annem tarafından hazırlanmaktadır.
- My meals are prepared by my mother.
Sami risk almak için hazırlanmak zorundaydı.
- Sami had to be prepared to take risks.
Tom sınav için iyi hazırlandı.
- Tom was well prepared for the exam.
Öğrenciler sınav için hazırlandı.
- The students prepared for the examination.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.
- Tom prepared dinner by himself.
Her zaman en kötü için hazırlıklı olmalıyız.
- We must always be prepared for the worst.
O, yağmur için hazırlıklı olarak dışarı çıktı.
- He went out prepared for rain.