simple past tense and past participle of fix

listen to the pronunciation of simple past tense and past participle of fix
İngilizce - Türkçe

simple past tense and past participle of fix teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fixed
{s} sabit

Bu kaldırılamaz. O sabit. - It can't be removed. It's fixed.

Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır. - There is a fixed standard in the king's principles.

fixed
sabitleştirilmiş
fixed
sabit şekilde
fixed
kesme
fixed
fikse
fixed
dik

Herkesin gözleri ona dikildi. - Everyone's eyes were fixed upon her.

Gözlerini bana dikti. - He fixed his eyes on me.

simple past tense
(Dilbilim) geçmiş zaman
fixed
{f} sabitleştir
fixed
belirlenmiş
fixed
değişmez
fixed
kararlaştırılmış

Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim. - I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.

simple past tense
-di'li geçmiş zaman
fixed
{f} onar

Bunu hemen onarmalıydınız. - You should've fixed it right away.

Tom onu bir çekiçle onardı. - Tom fixed it with a hammer.

fixed
{f} sabitleştir: adj.sabit
fixed
{s} oynamaz
fixed
{s} sağlanmış
fixed
kımıldamaz
fixed
idefiks
fixed
(Tıp) Solmaz (renk)
fixed
fixed assets sabit değerler
fixed
(sıfat) oynamaz, sabit, değişmez, kararlaştırılmış, solmaz, önceden ayarlanmış, belirlenmiş, sağlanmış, uçmaz
İngilizce - İngilizce
fixed
simple past tense and past participle of fix