Hayatımda hiç bu kadar mahcup olmadım.
- I've never been so embarrassed in my life.
Hiç bu kadar mahcup olmadım.
- I've never been so embarrassed.
O mahçup görünüyordu.
- He seemed embarrassed.
O mahçup olmuş görünüyordu.
- She seemed embarrassed.
Tom çok utangaç görünüyordu.
- Tom looked very embarrassed.
Sana söyleyemeyecek kadar çok utangaçtım.
- I was too embarrassed to tell you.
Tom utanmış görünüyordu.
- Tom seemed embarrassed.
Tom ilk kez Mary'nin önünde gömleğini çıkardığında utanmıştı, çünkü göğsüne onun eski arkadaşının adını dövme yaptırmıştı.
- Tom was embarrassed when he took his shirt off in front of Mary for the first time, because he had his ex's name tatooed on his chest.
Tom biraz sıkılgan görünüyor.
- Tom is looking a little embarrassed.
Sıkılgan görünüyordun.
- You looked embarrassed.