simple past of break

listen to the pronunciation of simple past of break
İngilizce - Türkçe

simple past of break teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

broke
parasız

Tom ve Mary beş parasız. - Tom and Mary are broke.

Seninle gitmek istiyorum ama beş parasızım. - I'd like to go with you, but I'm broke.

broke
{s} züğürt

O ayın sonunda her zaman züğürttür. - He's always broke at the end of the month.

Züğürt olmasam onu alırdım. - If I weren't broke, I'd buy it.

broke
{s} meteliksiz

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom said Mary was broke.

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi. - Tom says Mary is broke.

broke
{s} beş parasız (Argo)
broke
{f} kır

Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı. - Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.

Bu pencere kim tarafından kırıldı? - By whom was this window broken?

broke
eli boş
broke
fasıla
broke
{s} cebi delik
broke
f., bak. break
broke
{s} iflas etmiş
broke
dili meteliksiz
broke
break kesil/kes/kırıl/kır
İngilizce - İngilizce
broke
simple past of
blew
simple past of break

    Heceleme

    sim·ple past of break

    Türkçe nasıl söylenir

    sîmpıl päst ıv breyk

    Telaffuz

    /ˈsəmpəl ˈpast əv ˈbrāk/ /ˈsɪmpəl ˈpæst əv ˈbreɪk/