Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Modern köprüler şekil olarak benzer.
- Modern bridges are similar in shape.
Sen herhangi bir benzerlik görüyor musun?
- Do you see any similarities?
Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır.
- There are similarities between the Indonesian and Polish flags.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
- I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
- You all display similar behavior.
Bu şehirlerin trafik kuralları aynıdır.
- These cities have similar traffic rules.
Aynı yaklaşımı biz de sürdürüyoruz.
- We too have a similar approach.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
Tom kendine benzeyen insanları sever.
- Tom likes people similar to himself.
Biz çok benzeriz ve aynı zamanda çok farklıyız.
- We are so similar and so different at the same time.
Lisa o kadar yeteneklidir ki kendisi için vida ve benzeri küçük nesneleri bile yapabilir.
- Lisa is so skillful that she can even make screws and similar small objects for herself.
Bu video zararsız bir şakadır ve hiçbir şekilde kimseye hakaret etmek anlamına gelmez. Gerçek karakter veya olaylarla olan herhangi bir benzerlik tesadüftür.
- This video is a harmless joke and is in no way meant to insult anyone. Any similarity with real characters or events is coincidental.
Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür.
- I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.
Sarmısak presine benzer, patates presi lefse ,Norveç patates yemeği, yapmak için gereklidir.
- The potato ricer, similar to the garlic press, is essential to making lefse.
Onlar orada kullanılanlara benzer aletler kullandılar.
- They used tools similar to those used there.
Hepiniz benzer şekilde davranıyorsunuz.
- All of you behave similarly.
in a similar way,advertisers also take advantage of our need for a good self image.
and this is not a sky, it is a Soul and living Face! Nothing liker the Temple of the Highest, bright with some real effulgence of the Highest, is seen in this world.
He is like his father.
- He is similar to his father.
... And the rental experience on the tablet is very similar to the one that you saw on the ...
... hope is that we have a similar way of making transparent what ...