silahlandır

listen to the pronunciation of silahlandır
Türkçe - İngilizce
{f} armed

Tom and Mary armed themselves with knives. - Tom ve Mary kendilerini bıçaklarla silahlandırdılar.

Tom armed himself with a gun and a knife. - Tom bir tabanca ve bir bıçakla kendini silahlandırdı.

{f} arm

Tom armed himself with a gun and a knife. - Tom bir tabanca ve bir bıçakla kendini silahlandırdı.

They armed themselves with rifles. - Onlar kendilerini silahlarla silahlandırdılar.

silâh
weapon

The fingerprints left on the weapon match the suspect's. - Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.

He used his umbrella as a weapon. - O, şemsiyesini bir silah olarak kullandı.

silâh
gun

He keeps this gun loaded. - O, bu silahı yüklü bulundurur.

Guns don't kill people. People kill people. - Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.

silâh
arm

The troops had plenty of arms. - Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

Tom did time for armed robbery. - Tom silahlı soygun için cezasını doldurdu.

silâh
arms

The export of arms was not allowed. - Silah ihracatına izin verilmedi.

The troops had plenty of arms. - Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

silah
(Askeri) armour
silah
armor
silah
weaponry

Let there be an end to wars and weaponry. - Savaşlara ve silahlara bir son verelim.

silah
weapon

Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars. - Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.

Weapons export was prohibited. - Silah ihracatı yasaklandı.

silah
arming

People have started arming themselves. - Millet silahlanmaya başladı.

silah
arm

The troops had plenty of arms. - Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments. - Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.

silah
gunshots
silah
gun point
silah
weapon, arm
silah
firearm

The government has been reconsidering its firearms exportation. - Hükümet ateşli silah ihracatını yeniden ele almaktadır.

I don't have a firearm. - Bir ateşli silahım yok.

silah
{i} hardware
silâh
gat

Tom held the hostages at gunpoint while Mary gathered the cash. - Tom, Mary parayı toplarken rehineleri silahla tuttu.

Türkçe - Türkçe

silahlandır teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Silah
yarak
Silah
algu
Silâh
cebe
Silâh
(Osmanlı Dönemi) ZİKE
Silâh
(Osmanlı Dönemi) HAŞHAŞA
Silâh
(Osmanlı Dönemi) VİZR
silah
Bir konuda etkili nesne, etken araç: "Bir maddi menfaate dayanmayan meselelerde rica ve niyaz en kuvvetli bir silahtır."- R. N. Güntekin
silah
Bir konuda etkili nesne, etken araç
silah
Savunmak veya saldırmak için kullanılan, başvurulan her şey
silah
Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç
İngilizce - Türkçe

silahlandır teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

silah
(Silahlar) bir silah ateşlendiğinde bir yanık kokusu varsa size kimyalsal madde yayar
silahlandır