O ona önemli bir meblağ verdi.
- He gave her a substantial sum.
Tom'un çok önemli bir emeklilik fonu vardır.
- Tom has a very substantial retirement fund.
Nakit kullanmak sana paranın gerçekten önemli olduğunu düşündürür.
- Using cash makes you think money is truly substantial.
Çin ekonomisinin istikrarı büyük ölçüde abartılmıştır.
- The stability of Chinese economy is substantially overestimated.