Süper güçler silahsızlanmada önemli gelişme yaptılar.
- The superpowers made significant progress in disarmament.
Önemli bir karar aldı.
- He has made a significant decision.
Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.
- As everyone knows, today is a very significant day for us.
Her sözcük anlamlıdır.
- Every word is significant.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Benim bürom seninkinden önemli ölçüde daha aydınlıktır.
- My office is significantly brighter than yours.
Tom önemli derecede daha iyi yapıyor.
- Tom is doing significantly better.
Bu önemli derecede farklı.
- This is significantly different.
Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.
- My significant other works at a language school and loves it very much.
Şekerli içeceklerin hiçbir besin değeri yoktur ve kilo almaya önemli ölçüde etki ederler.
- Sugary drinks have no nutritional value and contribute significantly to weight gain.
Son on yıl boyunca hangi ülkeler önemli ölçüde gelişti?
- Which countries have developed significantly during the past ten years?
That was a very significant step in the right direction.
... The voyage is not just significant in American history. ...
... had significant improvements in our border security over the past few years, but there ...