Dinlenmek için vaktim yok.
- I have no time to have a rest.
Güneş ışığında kafam dönmeye başladı ve dinlenmek için çim üzerinde uzandım.
- In the sunlight my head started to spin, and I lay down to have a rest on the grass.
Tom, who had been working all day, wanted to have a rest.
- Tom, der den ganzen Tag gearbeitet hatte, wollte sich erholen.