O, babasının ayak izlerini takip etti.
- He followed in his father's footsteps.
Avcı ayının izlerini takip etti.
- The hunter followed the bear's tracks.
Tom, kazadan beri profesyonel bir dansçı olma umudundan vazgeçti.
- Since the accident, Tom has given up hope of becoming a professional dancer.
Et yemekten vazgeçtim.
- I've given up eating meat.
Onun istifa ettiğine dair bir söylenti var.
- There is a rumor that he has resigned.
O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.
- He resigned on the grounds of ill health.
Tom kaderini boyun eğmiş bir şekilde kabullendi.
- Tom has resignedly accepted his fate.
Bu soru sık sık ortaya çıktı.
- This question has often arisen.
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
- A new difficulty has arisen.