Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Havanın güzel olacağını umuyorum.
- I hope it will be nice.
Ne güzel bir sürpriz!
- What a nice surprise!
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel.
- The melon smells sweet and tastes very nice.
O, tatlı genç bir adam oldu.
- He became a nice young man.
Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
- That's very nice of you, Willie answered.
Tom'un çok kibar olduğunu hatırlamıyorum.
- I don't remember Tom being so nice.
Havanın o kadar iyi olması tesadüftür.
- It is lucky that the weather should be so nice.
O gerçekten iyi bir kız.
- She's a really nice girl.
Hemşireler çok nazik.
- The nurses are very nice.
Bana karşı çok naziktin, ve ben gerçekten hoş bir yolculuk yaptım. Çok teşekkür ederim.
- You were so nice to me, and I had a really pleasant trip. Thanks so much.
Tom'un yaptığı ev gerçekten hoş.
- The house that Tom built is really nice.
Bunlar iki hoş resimdir.
- These are two nice pictures.
Why it should have attained such longevity is a nice question.