Gerçek duygularını göstermek Japonya'da bir erdem olarak düşünülmemektedir.
- Showing your real feelings is not considered a virtue in Japan.
Bilet göstermeden kapıdan geçen bir bayan gördüm.
- I saw a lady go through the gate without showing the ticket.
Sence bizi film gösterimine davet edecekler mi?
- Do you think they will invite us to the film showing?
K -9 film gösterimde.
- The movie K-9 is showing.
İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
- Men can only be corrected by showing them what they are.
K -9 film gösterimde.
- The movie K-9 is showing.
Onlara biraz büyü göstererek çocukları eğlendirdi.
- He amused the children by showing them some magic.
İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
- Men can only be corrected by showing them what they are.
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
K -9 film gösterimde.
- The movie K-9 is showing.
Bana bu haritada gösterirmisiniz, lütfen?
- Will you show me on this map, please?
Bana bankaya giden yolu gösterir misiniz?
- Will you show me the way to the bank?
Tom sınıfa göstermek için bazı resimler getirdi.
- Tom brought some pictures to show the class.
Tom'un sana göstermek için bekleyemediği bir şeyi var.
- Tom has something he can't wait to show you.
Parkta kaykaylarında hava atan gençler vardı.
- There were teenagers in the park showing off on their skateboards.
Hava atmayı keser misin?
- Will you stop showing off?
Şimdi gösteriş yapma zamanı değil.
- Now's not the time to be showing off!
Tom kendini gösteriş yapmaktan alamadı.
- Tom couldn't help showing off.
Ona kendi odamı gösterdim.
- I showed her my room.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Sergi salonumuz genç bayanlarca çok sevildi.
- Our showroom made a hit with young ladies.
Çiçek sergisinde güllerini sergileyeceğim.
- I'm going to exhibit my roses at the flower show.
Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
- Tom showed me a magic trick.
Bana bir sihir numarası daha gösterebilir misin?
- Can you show me another magic trick?
Tom'un biyopsi sonuçlarına göre, tümör iyi huyludur.
- The results of Tom's biopsy show that the tumor is benign.
Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
- Her health screening showed no negative results.
Bu televizyon şovu şimdi tutuluyor.
- This TV show is catching on now.
O, tarafsız ve ön yargısız olmanın şovunu yapar fakat sanırım o sadece kendi fikri olmayan bir adam.
- He puts on a show of being impartial and unbiased, but I think he's just a guy with no opinion of his own.
Dün gece bir meteor yağmuru görmek için iyi bir fırsat sağladı.
- Last night provided a good opportunity to see a meteor shower.
Ne yapabileceğini göstermen için bu büyük bir fırsat.
- This is a big opportunity for you to show what you can do.
Kate her zaman elmas yüzüğü ile gösteriş yapar.
- Kate always shows off her diamond ring.
Bu gösterişli elbise benim için uygun değil.
- This showy dress isn't appropriate for me.
O, işi için hiç gayret göstermedi.
- She shows no zeal for her work.
İşe geri dönmeden önce sıcak bir duş istiyorum.
- I want a hot shower before I go back to work.
Sami bu çocuk TV programını sever.
- Sami loves this children's TV show.
En sevdiğim TV programı iptal edildi.
- My favorite TV show's been canceled.
Duşta şarkı söylemek onun yapacağı en sevdiği şeylerden biridir.
- Singing in the shower is one of his favorite things to do.
Tom Mary'nin söylemek zorunda olduğu şeyi herhangi bir heyecan göstermeden dinledi.
- Tom listened to what Mary had to say without showing any emotion.
Teşhir vitrine bakmaktan vazgeçti.
- She stopped looking at the show window.
O, teşhir vitrinine göz attı.
- She looked in at the show window.
Oyun programlarından hoşlanıyor musun?
- Do you like game shows?
Comédie Française, Molière'in oyunlarını gösteren tiyatrodur.
- The Comédie Française is the theater that shows Molière's plays.
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
- It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Şimdi, bu yardımcı önermenin nasıl ana önermemizi kanıtlamak için kullanılabileceğini gösteriyoruz.
- Now, we show how this lemma can be used to prove our main theorem.
Mary tam yatmadan önce banyo yapmayı tercih ederken Tom sabahleyin duş almayı tercih eder.
- Tom prefers to take a shower in the morning while Mary prefers to take a bath just before going to bed.
O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
- He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
Pasaportunuzu göstermelisiniz.
- You must show your passport.
Sizin için yeni olan birçok şeyi göstermeme izin verin.
- Let me show you many things which will be novel to you.
O ders sırasında akıllılığını göstermek istedi ama o başarısız oldu.
- She wanted to show off her cleverness during class, but she failed.
Gösteri bir başarıydı.
- The show was a success.
He made a poor showing at his first time at bat.
We went to the midnight showing of the new horror movie.
A collection of peafowl (an invented term rather than one used by zoologists).
It was Apple's usual dog and pony show.
Let's catch a show.
television show.
dog show.
show of force.
The dog sounds ferocious but it's all show.
He played AA ball for years, but never made it to the show.
Your bald patch is starting to show.
... So one of our unique systems is here, showing. ...
... showing him Frances bacon photos, which is, like, all ...