Onun bir imzasını isteyeceğim. Yazmak için bir şeyin var mı?
- I'm going to ask him for an autograph. Do you have anything to write with?
Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to write it.
Kütüphane kitaplarına yazı yazmayın.
- Don't write in library books.
Kütüphane kitaplarına yazı yazmamalısın.
- You shouldn't write in library books.
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
- I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.
Visual Basic ile programlar yazabiliyorum.
- I can write programs in Visual Basic.
Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.
- You must not write a letter with a pencil.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
Annem mektup yazmaktan nefret eder.
- My mother hates to write letters.
Judy'ye bir mektup yazmak niyetindeyim.
- I intend to write a letter to Judy.