Sorumluluğu omuzlarıma alacağım.
- I'll take the responsibility on my shoulders.
Benim omuzlarım sert.
- My shoulders feel stiff.
Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.
- The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.
Birisi omuzuma hafifçe vurdu.
- Someone tapped me on the shoulder.
Bu karayolunun bir güvenlik şeridi var.
- This highway has a shoulder.
He was head and shoulders above the others in the law firm..
He stopped the car on the shoulder of the highway to change the flat tire.
... We stand not on the shoulders of giants, ...