ship, vehicle for traveling on water; bowl, serving dish

listen to the pronunciation of ship, vehicle for traveling on water; bowl, serving dish
İngilizce - Türkçe

ship, vehicle for traveling on water; bowl, serving dish teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

boat
{i} tekne

Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm. - I saw a fishing boat about a mile off the shore.

O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü. - She caught sight of a rowing boat in the distance.

boat
kayık

Kayık gölün dibine battı. - The boat sank to the bottom of the lake.

Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım. - Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.

boat
{i} (gemi, vapur, sandal, yat gibi) tekne: What time does the boat leave? Vapur kaçta kalkıyor? I've got a new boat. Yeni bir sandalım var. How
boat
kayıkla taşımak
boat
gemi

Gemi Manş Denizine yaklaşıyordu. - The boat was approaching the English Channel.

Gemiyle yolculuk etmek çok eğlenceli, değil mi? - Traveling by boat is a lot of fun, isn't it?

boat
sandal
boat
kayık tabak
boat
sandal ile taşımak
boat
be all in the same boat aynı halde olmak
boat
{f} kayıkla gezmek
boat
bota bin
boat
(Askeri) BOT: Küçük bir deniz aracı
boat
sandalla gezmek
boat
nakletmek
boat
kase/gemi/bot
boat
{i} filika
İngilizce - İngilizce
{i} boat
ship, vehicle for traveling on water; bowl, serving dish