Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı.
- The shy boy was utterly embarrassed in her presence.
O çok utangaç. Sizi görmek istediğini söylüyor.
- He's very shy. He says he wants to see you.
Mary utangaç ve çekingen bir genç kadındır.
- Mary is a shy and reserved young woman.
Senin çekingenlikten uzak tavırlarını seviyorum.
- I love your lack of shyness.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
- The accident has caused many deaths.
Bazen kardiyovasküler hastalığın ilk belirtisi ölümdür.
- Sometimes the first symptom of cardiovascular disease is death.
Tom'un sincabı hiç ürkek değil. Hatta o burnumun dibinden fındık çaldı.
- Tom's squirrel is not shy at all. He even stole nuts from right under my nose!
Bu sincap ürkek değil.
- This squirrel is not shy.
Tom açlıktan ölmeyecek.
- Tom isn't going to starve to death.
Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather starve to death than steal.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
- The accident has caused many deaths.
Bazen kardiyovasküler hastalığın ilk belirtisi ölümdür.
- Sometimes the first symptom of cardiovascular disease is death.
Bu sincap ürkek değil.
- This squirrel is not shy.
Tom'un sincabı hiç ürkek değil. Hatta o burnumun dibinden fındık çaldı.
- Tom's squirrel is not shy at all. He even stole nuts from right under my nose!
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
O, babasının ölümünden sonra ailesi için baş vurulacak tek kişiydi.
- He was the only recourse for his family after his father's death.
Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
- They caused an untold amount of death and destruction.
Savaş kente ölüm ve yıkım getirdi.
- The war brought about death and destruction in the city.
Twelver Shi'ism believes that the line of succession to the Prophet ended with the twelfth imam.
a shy bird.
I shy away from investment opportunities I don't understand.