Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.
- The angry mob attacked the building.
Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.
- Don't argue when you are angry and don't eat when you are full.
Tom geç kaldığı için kendine kızmıştı.
- Tom was angry with himself for being late.
Yumiko biraz kızmıştı.
- Yumiko was a little angry.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
- The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.
- Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.
Sinirli olmadığını umut ediyorum.
- I hope that you are not angry.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.