shared, joint; sharing the same with another person or others; by all

listen to the pronunciation of shared, joint; sharing the same with another person or others; by all
İngilizce - Türkçe

shared, joint; sharing the same with another person or others; by all teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

in common
(deyim) ortak nokta

Çok fazla ortak noktamız var. - We have so much in common.

Hepimizin ortak noktası nedir? - What do all have in common?

in common
aleni olarak
in common
ortak

Tom ve Mary'nin ortak bir şeyi yok. - Tom and Mary have nothing in common.

Ondan vazgeçtim. İrlandalı rahip ve Kongolu cadı doktorun ortak neyi var? - I give up. What do an Irish priest and Congolese witch doctor have in common?

in common
müşterek

Buna müştereken sahibiz. - We have that in common.

Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler. - Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.

in common
birlikte
in common
benzer

Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri. - We have many things in common: hobbies, educational background, and so on.

in common
müştereken

Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler. - Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.

Buna müştereken sahibiz. - We have that in common.

in common
ortaklaşa
İngilizce - İngilizce
in common
{f} have in common
shared, joint; sharing the same with another person or others; by all