Düşünceler, tarihin rotasını biçimlendirir.
- Ideas shape the course of history.
Kazlar V biçiminde uçarlar.
- Geese fly in a V shape.
Hayatım karanlık ve şekilsiz bir cehenneme döndü.
- My life turned into a dark and shapeless living hell.
Eski ev kötü bir şekildeydi.
- The old house was in bad shape.
Modern köprüler şekil olarak benzer.
- Modern bridges are similar in shape.
Formda olmak çaba gerektirir.
- Being in good shape takes effort.
Şu an formda değilim.
- I'm not in good shape now.
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.
- Music gives sound to fury, shape to joy.
Diş etleriniz kötü durumda.
- Your gums are in bad shape.
Dünya şimdi olduğu durumda olmasa, kimseye güvenemem.
- If the world weren't in the shape it is now, I could trust anyone.
Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.
- These books have defined and shaped our culture.
Sosyal normlar, davranışımızı şekillendirir.
- Social norms shape our behavior.
The professor never pretended to the academic prerogative of forcing his students into his own channels of reasoning; he entered into and helped shape the discussion but above all he made his men learn to think for themselves and rely upon their own intellectual judgments.
The used bookshop wouldn't offer much due to the poor shape of the book.
He cut a square shape out of the cake.
We exercise to keep in good physical shape.