Gazetelerde onların onun hakkında yazdıkları şey şok edici.
- It's shocking what they wrote about her in the newspapers.
Benim ülkemde, şok edici bir düzeyde matematiksel cehalet var.
- In my country, there is a shocking amount of mathematical ignorance.
Bu şaşırtıcı şekilde ucuz.
- It's shockingly inexpensive.
Keşke bunun iğrenç olduğunu söyleyebilsem.
- I wish I could say this was shocking.
Bu şok edici hikayenin korkunç gerçeğini ortaya çıkarın.
- Uncover the horrific truth of this shocking story.
Websitemize müstehcen resimleri eklemek istemiyoruz.
- We don't like to add shocking pictures to our website.