sezdirme

listen to the pronunciation of sezdirme
Türkçe - İngilizce
adumbration
{n} a faint sketch, a shadowing out
The shadow or outlines of a figure
A faint sketch; an outline; an imperfect portrayal or representation of a thing
The act of adumbrating, or shadowing forth
{i} sketch, outline; foreshadowing
sezdirmek
implicate
sez
gotten wind of
sez
got wind of
sez
{f} discerning
sez
{f} divine
sez
{f} sense

Tom sensed that something was very wrong. - Tom bir şeyin çok yanlış olduğunu sezmişti.

Sami sensed that something was very wrong. - Sami bir şeyin çok yanlış olduğunu sezdi.

sez
smell out
sez
get wind of
sez
smellout
sez
intuit

He knew intuitively that she was lying. - O onun yalan söylediğini sezgisel olarak biliyordu.

Don't be afraid to trust your intuition. - Sezgine güvenmekten korkma.

sezdirmek
make feel
sezdirmek
suggest
sezdirmek
shadow out
sezdirmek
to make (something) evident to (someone)
sezdirmek
make understand
sezdirmek
shadow forth
sezdirmek
to cause (someone) to sense or perceive (something), get (something) across to (someone) indirectly
sezdirmek
let on
sezdirmek
adumbrate
İngilizce - İngilizce

sezdirme teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

SEZ
Special Economic Zone
Türkçe - Türkçe
Sezdirmek işi
Sezdirmek
duyurmak
sezdirmek
Sezmesine yol açmak, belli etmek, hissettirmek
sezdirme