From Sendai I extended my journey to Aomori.
- Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim.
Gérard de Nerval wrote Journey to the East.
- Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı.
It is considered impossible to travel back to the past.
- Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
Traveling makes people knowledgeable.
- Seyahat, insanları bilgili yapar.
I am short of money for my trip.
- Seyahatim için yeterli param yok.
She is saving her money with a view to taking a trip around the world.
- Dünya seyahatine çıkmak amacıyla parasını biriktiriyor.
He went on a voyage to America.
- O, Amerika'ya seyahate gitti.
I'm travelling alone.
- Yalnız seyahat ediyorum.
He has a great fancy for travelling.
- Onun seyahat için büyük bir merakı var.
Traveling abroad is out of the question.
- Yurt dışında seyahat söz konusu değil.
Traveling abroad is one of my favorite things.
- Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.