I want to travel with you.
- Seninle seyahat etmek istiyorum.
Would you like to travel abroad?
- Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
She likes traveling best of all.
- O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
He's accustomed to traveling.
- O, seyahat etmeye alışkındır.
Tom and Mary traveled around Japan.
- Tom ve Mary Japonya etrafında seyahat etti.
Roger traveled from town to town in the west.
- Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
Have you ever travelled alone?
- Hiç yalnız seyahat ettin mi?
My father is used to travelling.
- Babam seyahat etmeye alışkın.
I really like travelling.
- Seyahat etmeyi gerçekten severim.
I have to commute all the way from a distant suburb.
- Ben uzak bir banliyöden bütün yolu seyahat etmek zorundayım.