sevmezlik

listen to the pronunciation of sevmezlik
Türkçe - İngilizce
phobia
antipathy
sev
{f} love

I don't love you anymore. - Artık seni sevmiyorum.

I love living with you. - Sizinle yaşamayı seviyorum.

sev
{f} loved

Ken's father loved Ken all the more because he was his only son. - Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.

If you want to be loved, love! - Eğer sevilmek istiyorsan, sev!

sev
{f} loving

Children need loving. - Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.

It is pleasant to watch a loving old couple. - Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.

konuk sevmezlik
inhospitableness
sev
relish
yabancı sevmezlik
xenophobia
Kürtçe - Türkçe

sevmezlik teriminin Kürtçe Türkçe sözlükte anlamı

sêv
elma
sevmezlik