seviyesiz

listen to the pronunciation of seviyesiz
Türkçe - İngilizce
shabby
worthless; poor in quality
characterless
seviye
level

While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that. - Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.

This year unemployment will reach record levels. - Bu yıl işsizlik rekor seviyelere ulaşacak.

seviyesiz bir biçimde
gauchely
seviye
{i} grade

I made efforts to improve my grades. - Seviyemi yükseltmek için çaba sarfettim.

If you just work hard, your grades will improve a lot. - Sadece sıkı çalışırsanız, seviyeleriniz çok gelişecek.

seviye
{i} plane
seviye
liquid
seviye
rating
seviye
elevation
seviye
bevel
seviye
pitch
seviye
range
seviye
{i} equality
seviye
level, plane
seviye
level düzey
seviye
standard
seviye
level, standing, footing
seviye
layer
seviye
horizon
Türkçe - Türkçe
Düzeyi, değeri düşük, bayağı olan
seviye
Düzey: "Eski güzel sakalını bile birkaç günlük uzunca bir tıraş seviyesine indirmiştir."- R. N. Güntekin
seviye
Düzey
seviyesiz