sevimsizce

listen to the pronunciation of sevimsizce
Türkçe - İngilizce
bleakly
in a bleak manner
gloomily, in a cheerless manner
without hope; "he wondered bleakly
without hope; "he wondered bleakly"
sevimsiz
beastly
sevimsiz
unlikable

He tries to be unlikable. People make fun of him, and no one praises him. - O sevimsiz olmaya çalışıyor. İnsanlar onunla alay ediyor ve hiç kimse onu övmüyor.

sevimsiz
unlikeable

Tom is extremely unlikeable. - Tom son derece sevimsiz.

I think Tom is unlikeable. - Sanırım Tom sevimsiz.

sevimsiz
unlovable
sevimsiz
unlovely
sevimsiz
{s} unprepossessing
sevimsiz
antipathetic
sevimsiz
charmless
sevimsiz
gruff
sevimsiz
angular
sevimsiz
bleak
sevimsiz
dry
sevimsiz
drip
sevimsiz
uncongenial
sevimsiz
grotty
sevimsiz
unattractive
sevimsiz
ungracious
sevimsiz
unlovable, unlikable, unattractive
sevimsiz
unamiable

All this worldly wisdom was once the unamiable heresy of some wise man. - Bütün bu dünyevi bilgelik bir zamanlar herhangi bir bilge adamın sevimsiz sapıklığıydı.

sevimsiz
unlovable; unlikable
sevimsiz
unsympathetic

I'm not unsympathetic. - Ben sevimsiz değilim.

Türkçe - Türkçe

sevimsizce teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

sevimsiz
Hoşnutsuzluk, memnuniyetsizlik yaratan (şey)
sevimsiz
Hoşa gitmeyen, antipatik (canlı)
sevimsiz
Hoşnutsuzluk, memnuniyetsizlik yaratan (şey): "Bunu sormak sevimsiz gelmişti bana."- Y. Z. Ortaç
sevimsiz
Hoşa gitmeyen, antipatik
sevimsizce