sevilen

listen to the pronunciation of sevilen
Türkçe - İngilizce
loveable
habib
embraceable
adored
popular

Handball is a very popular sport in Denmark. - Hentbol Danimarka'da çok sevilen bir spordur.

He's the most popular boy in the class. - O, sınıftaki en sevilen oğlan.

loved

I can't imagine losing a loved one on Christmas Day. - Noel gününde sevilen birini kaybetmeyi düşünemiyorum.

There is no worse prison than the fear of hurting a loved one. - Sevilen birini incitme korkusundan daha kötü bir hapishane yoktur.

lovable

I was not a lovable child. - Sevilen bir çocuk değildim.

liked
beloved

Nothing is as beloved as what one does in vain. - Hiçbir şey birinin boşa yaptığı kadar sevilen değildir.

Life without beloved person has no sense. - Sevilen kişi olmadan hayatın hiç anlamı yoktur.

darling
sevilen kadın
ladylove
sevilen kimse
dear
sevilen kimseye takılan ad
pet name
sevilen yerlere ekle
(Bilgisayar) add to favorite places
sevilen şey
dear
sev
{f} love

I have a friend who loves me. - Beni seven bir arkadaşım var.

I'm sorry, I love you. - Üzgünüm, seni seviyorum.

sev
{f} loved

Ken's father loved Ken all the more because he was his only son. - Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.

She is loved by everyone. - O herkes tarafından sevilir.

sev
{f} loving

Children need loving. - Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.

I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary. - Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.

sevilenler
Popular Games
daha çok sevilen
better loved
en sevilen
deary
en sevilen
dearie
sev
relish
sizin en çok sevilen film yıldızlarınız kimler
Who are your favorite movie stars
çok sevilen çocuk
white haired boy
Türkçe - Türkçe

sevilen teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

sevilenler
(Osmanlı Dönemi) mahbûbât
sevilen