To make love is the world's most delicious thing.
- Sevişmek dünyanın en lezzetli şeyidir.
They made love all night long.
- Onlar bütün gece boyunca seviştiler.
I no longer love you.
- Artık seni sevmiyorum.
I have a friend who loves me.
- Beni seven bir arkadaşım var.
If you want to be loved, love!
- Eğer sevilmek istiyorsan, sev!
Art is loved by everybody.
- Sanat herkes tarafından sevilir.
I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary.
- Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.
It is pleasant to watch a loving old couple.
- Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.